Araba ile Yunanistan seyahatimizde ilk durağımız Thassos‘du. İpsala Sınır kapısını geçtikten sonra 250 km’lik güzel,temiz bir yolumuz var. Otoyolda hız sınırı çoğu zaman 130 km, zaten tabelalar ile size bunu sık sık hatırlatıyorlar.Otoyola girdikten sonra sırası ile Alexandroupoli, Komotini, ve Xanthi tabelalarını göreceksiniz. İlk tabelada Yunanca yazdığını görünce panik yapmayın, 50 metre sonra aynı tabelanın İngilizcesi geliyor. Kavala’ya gelmeden sağ tarafta Keramoti ve Thassos tabelasını göreceksiniz. İşte buradan giriyoruz. Buraya gelene kadar bir adet gişeden geçiyoruz ve 2.4 euro otoyol parası ödüyoruz. Keramoti’den girdikten sonra 15-20 dakika içinde bizi Thassos’a götürecek feribot limanına ulaşıyoruz. Yine şanslıyız! Limanda hiç sıra yok. Araba ve 2 yolcu için 27 euro ödeyerek feribota biniyoruz. Görevliler sizi park etmeniz gereken yere yönlendiriyor. Keromoti’den Thassos’a feribot yolcuğumuz 45 dakika kadar sürüyor.
-Thassos Adası Kuzey Ege’de bulunan güzel mi güzel şirin mi şirin bir ada. Yönetim olarak Kavala’ya bağlı olan Thassos, diğer Yunan adaları kadar popüler olmasa da özellikle İstanbul’a yakınlığı ile çok tercih edilen bir tatil rotası.
Pefkari; konaklama için güzel bölge
-Feribot yolculuğu da dahil 6 saate yakın süren yolculuğumuzun sonunda Thassos Adası’na ayak basıyoruz. Adada ufak ufak bir çok yerleşim yeri var. Bunların en büyük ve hareketli olanları Limenas ve Limeneria. Feribottan indikten sonra Limeneria tabelasını takip ederek 25 dk da Pefkari’de bulunan konaklayacağımız Esperia Hotel‘e ulaşıyoruz.
-Otelimiz, Limeneria merkezine 2 km mesafede bulunan Pefkari’nin sahil şeridinde bulunan küçük, şirin bir aile işletmesiydi. Çalışanlar gayet güler yüzlü ve yardımsever,odalar da temizdi. 1 gece için 55 euro ücret ödedik. Ücrete kahvaltı da dahil.
Hadi plaja gidelim!
-Odanın hazırlanmasını beklerken otele 50 metre mesafede bulunan Pefkari Plajı‘na attık kendimizi. Hava biraz rüzgarlı ve bulutlu olmasına rağmen deniz dalgasız ve çok güzeldi. kum taşlık ama çok rahatsız edici değil. Plajda yan yana bir çok tesis vardı. Şezlong ve şemsiyeden yararlanmak isterseniz 7 euro harcama yapmanız isteniyor. İsterseniz havlunuzu serip ücretsiz olarak da denizin tadını çıkarabilirsiniz. Pefkari’de sahil sessiz,sakin. Burası huzurlu bir ortam arayanlar için biçilmiş kaftan.
-Daha hareketli,eğlenceli bir yer arayanlar için hadi Psili Ammos‘a gidelim !
-Masmavi bir deniz, bembeyaz kum , müzik , güzel yemekler işte size adanın en popüler plajlarından bir tanesi Psili Ammos. Pefkari’den çıkıp Potos’a doğru 10 dk lık bir araba yolculuğundan sonra yolun hemen sağ tarafında tabelasını görüyoruz. Zaten park etmiş araç kalabalığından da geldiğimizi anlıyoruz. Tabiki park ücreti yok! Psili Ammos Beach Bar ve Restaurant olarak hizmet veriyor.
-Aynı sistem burada da geçerli, girişte ücret talep edilmiyor sadece yediklerinizin ücretini ödüyorsunuz. Fiyatlar ada genelinde olduğu gibi gayet uygun. İki plajı da gönül rahatlığıyla tavsiye edebiliriz.
-Bu arada adada 50’ye yakın plaj bulunuyor. Biz sadece 1 gece konakladığımız için 2 tanesini görebildik. Otelde tanıştığımız çalışanlar Aliki ve Makryammos plajlarını tavsiye ettiler. Bir dahaki sefere gitmek için şimdiden notlarımız arasına aldık.
Yediğimiz en iyi Kalamar Tava!
-Akşam yemeği için tercihimizi Limeneria sahilde bulunan Kostis Taverna‘dan yana kullandık. Limeneria, küçük şirin bir kasaba, sahilde yan yana sıralanmış bir çok restaurant var.
-Birçoğunda Türkçe tabelalar göreceksiniz. Kostis Taverna,kağıt masa örtüleri,küçük sandalyeleri,demir masaları ile çok salaş bir yer. Deniz kıyısında da masaları vardı ama çok kalabalık olduğu için içerideki balkon kısmında yer bulabildik. 10 masadan 7’si türk olduğu için hemen türkçe menü koyuyorlar önünüze 🙂
-Bizdeki mücvere benzeyen bir başlangıç ikram ediyorlar. Burada kesinlikle kalamar tava yemelisiniz. İnanılmaz taze,lezzetli,çıtır çıtır bir kalamar tava yedik.
-Karidesler kabuklu şekilde geliyor,yemesi biraz zahmetli ama tadı çok lezzetli. Ahtapot tavası da çok güzeldi. Üzerine gezdirilen zeytinyağının tadı mükemmel. Bir de orada meşhur olan parmak patates şeklinde kızartılmış kabak denedik.
-Tadı çok farklı değildi ama güzeldi. Yine orada meşhur olan caciki sipariş ettik . Bizdeki cacığın daha yoğun kıvamlısı gibi düşünebilirsiniz. Ve tabiki yanında Barbayani. Barbayani, uzolar arasında tat olarak bizim rakımıza en çok benzeyeni. Mavi ve yeşil olmak üzere iki çeşit var. Bizce mavisi daha güzel. Denemeyenler her ikisini de deneyip kararını verebilir 🙂 Yemeğin sonunda baklava da ikram olarak geliyor. Tüm yediklerimiz için 48 euro hesap ödedik. Türkiye’de böyle bir tatil beldesinde,böyle bir menüye ödeyeceğimiz fiyatları düşünürsek,genel olarak Yunan adalarını bu konuda uygun bulmamak mümkün değil.
Tekrar görüşeceğiz Thassos !
-Güzel bir akşam yemeğinden sonra alışveriş için çarşıyı gezdik,sahil kenarında birşeyler içtik ve hediyelik eşya alışverişinden sonra otelimize döndük.
Yeni günde yeni rota heyecanı ile uykuya daldık.
Sabah kahvaltısından sonra Halkidiki için yola koyulduk..
Tekrar görüşmek üzere Thassos…