İspanya’nın başkenti Madrid’in 7 milyona yakın nüfusu var ancak bunun sadece yarıya yakını şehir merkezinde ikamet ediyor. Bu nedenle sakin,huzurlu bir şehir. Genellikle Barselona ile kıyaslanıyor ama Barselona Madrid’e göre çok daha hareketli,kalabalık ve gürültülü. Yemek kültürleri tabiki benziyor. Biz Madrid’in en çok sokaklarını sevdik.. Saatlerce sokak aralarında sıkılmadan gezebilirsiniz.. Madrid seyahatimizde yaptığımız ve sizlerle paylaşmak istediğimiz diğer ayrıntılar yazımızda.. Keyifli okumalar..
Madrid Havaalanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım
-Madrid’e İstanbul’dan ortalama 4 saatlik bir uçak yolculuğu ile ulaşılabiliyorsunuz.Madrid Barajas Havalimanı Avrupa’da ki en büyük havaalanlarından bir tanesi, 4 adet terminal bulunuyor.Havalimanından şehir merkezine ulaşmak için bir kaç alternatifiniz var.
- Otobüs
-Havalimanında 24 saat hizmet veren Aeropuerto otobüsleri, O’Donell, Plaza de Cibeles ve Atocha duraklarına 40 dakika gibi bir sürede sizi ulaştırabiliyor. Seferler 15 dakika aralıklarla düzenleniyor.
- Metro
-Merkeze en kolay ulaşım yollarından biri metro. 8 numaralı hattı kullanarak şehrin her yerine aktarma yaparak ulaşabiliyorsunuz. Ortalama 20-25 dakika yolculuk ile gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.
- Taksi
-Metro ve otobüs size cazip gelmediyse Barajas havalimanı’ndan şehir merkezine ortalama 30 euroluk bir ücret ödeyerek taksi ile ulaşabilirsiniz.
Madrid Şehiriçi Ulaşım
-Madrid şehir içi ulaşımda en çok tercih edeceğiniz toplu taşıma aracı kesinlikle metro olacaktır. Madrid , Londra’dan sonra Avrupa’da ki en büyük ikinci metro ağına sahip şehir. Yüzyıldan fazla süredir metroyu kullandıkları için artık bu işin uzmanı olmuş durumdalar. Sizi bütün şehirde istediğiniz yere götürecek 12 tane metro hattı bulunuyor.Seferler 5 dakikada bir düzenleniyor ve her gün gece 01:30 a kadar hizmet veriyor.Biletler tek yön 1.5 euro. Burada da biletlerinizi istasyonlardaki bilet otomatlarından alabiliyorsunuz.
Madrid’de Konaklama
-Madrid gezimizde konaklama tercihimizi merkeze 20-25 dakika mesafede olan NH Barajas Hotel‘den yana kullandık. Otel temiz, modern ve güzeldi. Tek eksisi şehir merkezine biraz uzak olmasıydı.Bu nedenle fiyatı da uygundu. Siz tercihinizi merkezi yerlerden kullanmak isterseniz Puerta Del Sol çevresinde çok güzel kalacak yerler bulabilirsiniz.
Madrid’de Gezilecek Yerler
- Puerta Del Sol
-Madrid’in en önemli noktası desek abartmış olmayız. Şehrin en merkezi yeri olan bu meydanı bölen tüm sokaklar sizi görülmesi gereken bir yere çıkartıyor. Bu nedenle şehri gezmeye bu noktadan başlamanızı öneririz. Ama başlamadan önce bu meydanda bulunan şehrin simgelerinden ağaçtan meyve yiyen ayı heykeli (El Oso y El Madrano) ile fotoğraf çektirmeyi unutmayın. İnanışa göre bu heykel ile fotoğraf çektirdiğinizde Madrid’e tekrar geliyorsunuz 🙂 Meydanda görmeniz gereken bir diğer önemli yapı ise Casa De Correos Saat Kulesi’dir. Hemen altında şehrin merkezini gösteren Sıfır Noktası tabelasını göreceksiniz.Meydanın güneyinde göreceğiniz heykel ise III.Carlos’a ait.
-Kısaca Sol meydanı, seyahatiniz boyunca sıkça uğrayacağınız, sokak sanatçıları,kalabalık turist grupları ile her zaman hareketli ve eğlenceli bir yer. Hard Rock Cafe‘de burada bulunuyor müdavimleri için eklemeden geçmeyelim.
- Palacio Real
-Madrid’deki en ihtişamlı yapı hangisi derseniz ilk söyleyeceğimiz yer kesinlikle kraliyet sarayı olur. 18.yy’da yapılan sarayda, 1931 yılına kadar hükümdarlar yaşamış ancak bu tarihten sonra sadece özel davetler ve törenlerde kullanılmaya başlanmıştır. Şehrin en çok turist çeken noktalarından bir tanesi olan sarayın tam 2000 odası bulunuyor.Tabiki hepsini gezdirmiyorlar ama görebildiğiniz odalar da insanı etkilemeye yetiyor. Eğer vaktiniz varsa içini mutlaka gezin. Sarayın çevresinde bulunan Sabatini ve Campo Del Moro bahçelerinde de dinlenebilirsiniz. Metronun Opera durağında yada Sol durağında inerek kolayca buraya ulaşmanız mümkün.
- Almudena Katedrali
-Palacio Real’in tam karşısında bulunan katedral 1879-1993 yılları arasında Gotik ve Neoklasik mimari bir arada kullanılarak inşa edilmiştir.Kraliyet Sarayı’nı gezdikten sonra buraya da uğrayarak gezinize devam edebilirsiniz.
- Plaza Mayor
-Şehrin diğer önemli meydanı olan Plaza Mayor, etrafını çeviren 3 katlı 237 balkon yapıdan oluşuyor. Kral III.Felibe zamanında mimar Juan De Herrera tarafından tasarlanmış ve 1620 yılında kullanıma açılmış. Kral III.Felibe’nin heykeli meydanın tam ortasında ziyaretçileri selamlıyor. Meydandaki hayatı seyretmek ve dinlenmek için meydanın çevresindeki kafelerden birini tercih edebilirsiniz.
- Prado Müzesi
-Prado, dünyanın en önemli sanat galerilerinden bir tanesi. Zaten önündeki kuyruktan önemini anlayabiliyorsunuz.1819 yılında açılan müzede yaklaşık 8600 tablo, 5000 çizim, 2000 oymabaskı bulunuyor. Sindire sindire gezmek için tam 1 güne ihtiyacınız olabilir. Hatta dünyanın dört bir yanından sanat tarihi okuyan öğrencilerin gelip aylarca bu müzeyi gezmek için Madrid’de kaldığını öğrendik. Müzede El Greco, Goya ve Valezquez gibi bir çok ünlü İspanyol ressamın eserleri sergileniyor. Girişten alabileceğiniz broşürde görmeniz gereken önemli eserlerin isimleri ve bulundukları salon belirtiliyor. Giriş ücretli. Sanatseverlerin mutlaka görmesi gereken bu müzeye Atocha ya da Banco de Espana Metro durağında inerek ulaşabilirsiniz.
- Gran Via Caddesi
-Plaza de Espana’dan Plaza de Alcala’ya uzanan Gran Via caddesi Madrid’in en işlek ve en ünlü caddesidir.Cadde üzerinde bir çok ünlü markanın mağazası,her zevke hitap eden kafeler,restoranlar,barlar bulunuyor.Her şehirde bir Nişantaşı, bir Bağdat Caddesi arıyoruz ya işte Madrid’in Bağdat Caddesi de burası :). Cadde üzerinde bulunan Telefonica gökdeleni ünlü yapılardan. Gran Via metro istasyonunda inerek caddeyi keşfetmeye başlayabilirsiniz.
- Atocha Tren İstasyonu
-Burası,görüp görebileceğiniz en yeşil tren istasyonlarından bir tanesi. İçinde 4000 m2 lik devasa bir botanik bahçe bulunuyor. Bahçenin içinde çeşitli botanik bitkiler,su kaplumbağaları,balıklar ve çeşitli kuşlar görebilirsiniz. Alışveriş de yapabileceğiniz bir çok mağaza mevcut. Adını yakınlarındaki Azize Atocha’ya adanmış kiliseden alan istasyon 1851 yılında inşa edilmiş fakat gerçirdiği büyük yangın nedeniyle restore edilerek 1892 yılında tekrar hizmete açılmıştır. Atocha Tren İstasyonu’nu tüm dünyada duyuran vahim olay 2004 yılında yaşanan ve 191 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalama olayıdır. Olayın ardından istasyonun girişlerinden birine kaybedilenlerin anısına camdan bir anıt yapılmıştır. İstasyondaki tüm seferler İspanyol şirketi RENFE tarafından düzenleniyor.Buradan bir çok şehire ulaşmanız mümkün. Madrid’e yakın olan Toledo’ya da buradan kolayca ulaşabilirsiniz. İspanya’nın dini başkenti olan Toledo hakkında daha fazla bilgi için Toledo gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz. İstasyona metronun Atocha Renfe durağında inerek ulaşabilirsiniz.
- Las Ventas
-Boğa güreşleri İspanya tarihinde önemli bir yer tutuyor ve hala düzenlenmeye devam ediyor. Las Ventas 23 bin kişi kapasitesiyle dünyadaki en ünlü arena. Mart ve Ekim ayları arasında yapılan boğa güreşleri yerel halkın ve turistlerin ilgisini çekiyor. Yılın diğer aylarında ise arenada konserler ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor.Biletler genelde sezonluk satılıyor ama turistler için küçük bir kısmı güreş öncesi arena gişelerinde satışa çıkıyor. Tıpkı futbol maçlarında olduğu gibi bölüm bölüm bilet fiyatlar değişiyor. Bu geleneğe biz malesef sıcak bakmıyoruz bu nedenle gitmeyi düşünmedik. İlginizi çeker ise arenanın yanında ünlü matadorların heykellerinin,eşyalarının sergilendiği Museo Tauriono‘ya uğrayabilirsiniz. Metrodan Las Ventas durağında inerseniz buraya ulaşabilirsiniz.
Tavsiye
-İspanyol mutfağı ile özdeşleşmiş yiyeceklerden Barcelona Gezi Notları yazımızda da bahsetmiştik. Madrid’de de bunların güzel örneklerini tadabilirsiniz. Tapas,Churros,Jamon,Paella,Tortilla,Gazpacho tatmadan dönmemeniz gereken lezzetler.
-Plaza Mayor’a çok yakın bir konumda bulunan Mercado de San Miguel, çeşit çeşit tapaslar tadabileceğiniz,ayak üstü sangrianızı yudumlayabileceğiniz ,isterseniz deniz mahsülleri satın alabileceğiniz hareketli,eğlenceli modern bir pazar. Her tezgahta ayrı koku ayrı bir lezzet var. Atıştırma molalarında ya da öğlen yemeği için burayı tercih edebilirsiniz.
-İspanya’nın yerel tatlarından biri olan churros‘u tadabileceğiniz en iyi yerlerden biri 1894 yılından beri hizmet veren Chocolateria San Gines. Sol meydanından kısa bir yürüyüş ile mekana ulaşabilirsiniz. Bu arada Churros, bizim tulumba ya da halka tatlısının şerbetsiz ve çikolata sosuna batırılmış hali. Tatmanızı tavsiye ederiz.
Birçok yerde ekmek arası kalamar satan dükkanlar ile karşılaşacaksınız. Biz yemek gibi bir hataya düştük,siz düşmeyin 🙂