Belçika’nın başkenti olan Brüksel, ortalama 2 milyonluk nüfusu ile sakin ve ufak bir Avrupa şehiri. Avrupa birliğinin 3 ana kurumu olan ab komisyonu, ab bakanlar konseyi ve avrupa parlementosu burada bulunuyor. Bu sebeple Brüksel’e Avrupa’nın başkenti de deniliyor. Siz de bizim gibi çikolata ve waffle delisi iseniz Brüksel’e gitmek için bir neden buldunuz demektir. Seyahatinizi bizim gibi Noel zamanı yaparsanız çok daha güzel şeyler göreceğinize ve eğleneceğinize söz verebiliriz.

Brüksel Ulaşım Bilgileri

-Bruksel’de 2 adet hava alanı bulunuyor. Brüksel havalimanı (Zaventeem) bunlardan ilki. Şehre uzaklığı 11 kilometre. Havaalanından şehre bir çok ulaşım olanağı var.

Tren; Brüksel havalimanın altındaki istasyondan merkeze giden 4 adet sefer var. Bu seferler ile Brüksel, kuzey,güney ve merkez istasyonlarına ulaşabilirsiniz. Seyahatiniz ortalama 20 dk sürer.

Biz ikinci havalimanı olan Charleroi Havalimanı‘na iniş yaptık. Yolculuk,İstanbul’dan Sabiha Gökçen’den Charleroi’ye ortalama 3 saat sürüyor. Havalimanının şehre uzaklığı 46 km. Bu havaalanından şehire yine bir çok ulaşım imkanı mevcut.

Otobüs ; Şehir merkezine ulaşımda en kolay ve en ekonomik olanı otobus ile ulaşım. Biz havaalanından çıkış yaptıktan sonra dışarıda bulunan otobüs duraklarından kalkan Cityshuttle‘ı kullandık. Bilet fiyatı,kişi başı 17 € . 45-50 dakika gibi bir sürede Gare du Midi‘ye varıyorsunuz. Buradan da metro ile istediğiniz yere ulaşabilirsiniz.

Tren; Tren ile ulaşım için havaalanından kalkan otobüslere binip Charleroi Güney İstasyonu’na gitmeniz gerekiyor. Bu yolculuk ortalama 20 dk sürüyor. Oradan trene binerek 1 saat gibi bir sürede şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz.

Taksi; Taksi ile gitmeyi düşünürseniz de ortalama 80-90 € gibi bir tutarı gözden çıkarmanız gerekiyor.

Brüksel Şehir İçi Ulaşım

-Şehirde otobus,tramvay ve metro ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Ancak en rahat olanı metro. Şehirde 7 adet metro hattı bulunuyor. Biletler, metro istasyonlarında bulunan gişelerde ya da makinelerde satılıyor. Bilet makinaları nakit para kabul etmiyor,kredi kartı ile almanız gerekiyor. Nakit para ile gişeden alabilirsiniz. 1 kişi tek yön 2.1 euro. Biletleri turnikeden geçtikten sonra atmayın istasyondan çıkarken yine bileti okutmanız gerekiyor.

Brüksel’de Konaklama

-Biz otel tercihimizi Hotel Siru‘dan yana kullandık. Otelin konumu güzeldi,Sheraton ve Hilton otellerinin arasında kalıyor ve Rogier metro istasyonuna 50 metre yürüme mesafesinde. Garde du Nord’a 5 dk Grand Palace meydanına da 10 dk yürüme mesafesindeydi. Otel ve eşyalar eskiydi ancak temizlik de sorun yoktu.

Brüksel Gezilecek Yerler

• Grand Place

-Grand Place, Brüksel’in ve Avrupa’nın önemli meydanlarından biri. Bu ihtişamlı meydan, her zaman kalabalık ve hareketli. Meydanın çevresinde yemek yiyebileceğiniz,biranızı içebileceğiniz bir çok mekan mevcut. Biz burada La Brouette isimli çok tatlı bir mekanda sıcak şarap içtik. Siz de burayı tercih edebilirsiniz. Meydana çıkan sokaklarda gezinmeyi unutmayın. Çeşitli konser organizasyonları da bu meydanda yapılıyor. 2 yılda bir Ağustos Ayında düzenlenen Flower Carpet festivali de burada düzenleniyor. Eğer bizim gibi noel haftasında giderseniz hava karardıktan sonra muhteşem ışık ve ses şovlarını izleyebilirsiniz.
Meydana girer girmez bütün ihtişamıyla dikkatinizi çekecek 15.yy ‘dan kalma 96 metrelik kulesi ile Hotel De Ville‘i Belediye sarayını göreceksiniz. Hemen karşısında Maison du Roi binasında Brüksel Kent Müzesi yer alıyor. Dilerseniz müzeyi gezebilirsiniz.
Bizim gezimiz sırasında meydanda 21 metrelik bir noel ağacı kurulmuştu ve aksam 17:00 den sonra her yarım saatte bir ışık gösterisi yapılıyordu.
Meydana, Bourse,Centrale ve De broukere metro istasyonlarından inip kısa bir yürüyüşten sonra ulaşabilirsiniz.

• Manneken Pis-İşeyen Çocuk Heykeli

-Grand Place’a yakın bu 61 cm lik heykel 17.yy dan kalmadır . Heykeli görmek için gelenler çevresinde kalabalık oluşturuyor. Çok büyük umutlarla gitmeyin çünkü beklediğiniz gibi çıkmayacak 🙂 Heykelin belirli zamanlarda giydirilen 700’den fazla kostümü bulunuyor.

• Place Du Grand Sablon ve çevresi

-Brüksel’in ikinci önemli meydanı Place Du Grand Sablon. Çevresinde şık kafelerin,restorantların ,butiklerin bulunduğu çok güzel bir meydan. Eğer pazar günü giderseniz çok güzel bir bit pazarı da kuruluyor. Metro ile Louise durağında inerek kısa bir yürüyüşten sonra buraya ulaşabilirsiniz. Meydan’dan yukarıya doğru çıkınca Notre Dame du Sablon katedralini göreceksiniz. 13.yy’dan kalma bu katedrale uğramadan geçmeyin,çok büyük olmadığı için fazla zamanınızı almayacak. Katedralden çıktığınızda karşınıza Jardin du Petit Sablon çıkacak. Burası, 19.yy’da yapılmış bir botanik bahçe. Dolaşmadan geçmemenizi tavsiye ederiz .

• Royal Palace ve çevresi

-Sablon Meydan’nından 5-6 dakikalık bir yürüme mesafesinde olan Belçika Kraliyet Sarayı, Brüksel gezinizde görmeniz gereken yerlerden bir diğeri. Gerçekten ihtişamlı bir yapı. Kraliyet ailesi burada kalmasa da özel davetlerde halen kullanıyor. Ayrıca sarayın içini de gezebiliyorsunuz.
Not: Kraliyet ailesi Laeken Kalesi’nde yaşamaktadır.

-Sarayın tam karşısında bulunan Parc de Bruxelles‘de güzel havayı değerlendirebilir yeşillikler arasında yorgunluk atabilirsiniz. Metrodan Parc durağında inerseniz de Parc de Bruxelles‘e ulaşabilirsiniz.
Sarayın hemen yan tarafında Saint-Jacques-sur-Coudenberg kilisesi bulunmaktadır.

• Galeries Royales St.Hubert

-1847 yılında yapılan bu pasaj şıklığı ve içinde bulunan dükkanları nedeniyle görülmeyi hak eden yerlerden. 213 metre uzunluğundaki pasaj, içinde,çeşitli çikolatacılar,cafeler ve genellikle pahalı butikleri barındırıyor. Noel zamanında hem pasaj hem de vitrinler o kadar güzel süslenmişti ki hayran kalmamak mümkün değildi.

• Atomium

-1958 yılında Expo 58 fuarı için yapılmış, demir atomunun 165 milyon kere büyütülmüş halinden ve 9 adet çelik küreden oluşmuştur. Toplam yüksekliği 102 metre olan yapı fazlaca turist çekiyor.

Brüksel’de Ne Yenir Ne İçme

-Belçika’ya geldiğinizde yemeden dönmemeniz gereken yiyecekler var. Bunların en başında çeşit çeşit çikolatalar , biralar ( özellikle vişneli bira) ,waffle,midye ve patates kızartması geliyor.

• Bira; Brüksel’de 300 den fazla bira çeşidi bulunuyor. Çeşitlerin tümünü bir arada görebileceğiniz ve tadabileceğiniz en önemli mekanlardan biri Delirium Bar. Mekanın ünü Brüksel’i aşmış durumda çünkü 3.000’den fazla bira çeşidi bulunduğu için Guiness Rekorlar Kitabı‘na girmiş. Biz büyük bir merakla gittik ancak hayalkırıklığı yaşadık. Çok havasız,karanlık,aşırı derecede pis ve kötü kokan, bir mekanla karşılaştık. Her zaman bu şekilde mi yoksa bize mi denk geldi bilemiyoruz. Çeşit seçeneği fazla olan bir diğer dükkan da Beer Temple. Biz buradan bir arkadaşımız için glutensiz bira satın aldık. Carrefour gibi marketlerde de fazlaca çeşit var. Buralarda fiyatlar da çok daha uygun. Özellikle meyveli biraları denemelisiniz. Biz vişneli ve şeftalili biralara bayıldık.

• Midye ; Brüksel’in meşhur yiyeceklerinden biri de midye. Ve bu midyeyi en iyi yapan yer Chez Leon. 1893’de kurulan mekan,Grand Place meydanının arka sokağında bulunuyor. Delirium ile çok yakın. İçerisi çoğu zaman kalabalık oluyor,biraz sıra bekleyebilirsiniz. Menüsünde çok fazla yemek var ancak biz midyesini denemeye gittik ve çok beğendik. Büyük bir tencere içinde servis yapılıyor. 30 adet midye ve 2 bira için 31 euro ödedik. Dekorasyonu da çok tatlı,sıcak bir mekan. Bolcada turist geliyor. Chez Leon ile aynı sokakta bir diğer önerebileceğimiz mekan ise Aux Armes de Bruxelles. Burası da en az Chez Leon kadar ünlü. Alternatif olarak düşünebilirsiniz.

• Waffle; Onların deyimiyle Gaufres. Herkesin severek yediği waffle Brüksel’de ülkemizdekinden biraz farklı. Hamuru çok daha kalın ve çıtır. Sos olarak genellikle krem şanti yada çikolata sosu tercih ediliyor. Üzerine meyve yada çeşitli drajeler ekliyorlar. Biz noel tezgahlarında ve ara sokaklarda birçok farklı mekanda denedik. Marka olarak en ünlülerinden biri Dandoy. Denk gelirseniz burada deneyebilirsiniz.

• Patates Kızartması; Belçika’da bir diğer meşhur yiyecek de patates kızartması. Bir çok yerde patates kızartması satan minik arabalara yada tezgahlara rastlayabilirsiniz. Bizim denediklerimizin daha önce yediklerimizden büyük bir farkı yoktu. Yinede denemeden dönmemeniz için Manneken Pis yakınındaki Manneken Frites ve Parc du Cinquantenaire yakındalarındaki Maison Antoine‘yi önerebiliriz.

• Çikolata ; Brüksel’de herhangi bir yerden çikolata yemeden dönmeniz mümkün değil. Çünkü neredeyse adım başı bir çikolatacıya denk geleceksiniz ve mis gibi çikolata kokan sokaklar göreceksiniz. Biz çikolata aşığı olarak gördüğümüz her dükkana daldık ve bütün paramızı çikolatacılarda harcadık 🙂
  Neuhaus: Belçika’nın en ünlü markalarından olan Neuhaus bizim en beğendiklerimiz arasında. Bir çok yerde şubesini görebilirsiniz. İrresistibles serisi çikolatalarını kesinlikle deneyin.
  Leonidas: En çok şubesi olan ve sizin de en sık karşılaşacağınız marka Leonidas olacak. Tren istasyonu,havaalanı dahil neredeyse her sokakta bir şubesi var. Biz buradan tablet çikolatalar satın aldık. Özellikle frambuazlı sütlü çikolata ve bluberry li beyaz çikolatalarına bayıldık.
  Elisabeth Chocolatier: Burada hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli merengler satılıyor. Grand palace’a giden sokakta 2 adet şubesi mevcut. Merengler kocaman ve kahveli,damla çikolatalı ,frambuazlı gibi seçenekleri var. Damla çikolatalı gerçekten harikaydı. Tanesi 7 euro. Brüksel’e bir kez daha gitsek koşarak gideceğimiz ilk dükkanlar arasında.
  Pierre Marcolini: Markanın şubeleri çok şık tasarlanmış ve fiyatları da diğer markalara göre daha yüksekti. Biz Grand Sablon’daki şubesinde bitter çikolata kaplı portakal dilimlerini denedik. Kutusu 14 euro’du.
  Frederic Blondeel : Grand Sablon meydanı’na giderseniz, Frederic Blondeel’e kesinlikle uğrayın. Biz burada sıcak çikolata içtik ve çok beğendik. Fiyatı 2.5 euro ydu . Çikolataları da çok güzel görünüyordu.
  Mathilde Chocolate : Grand Palace yakınlarında bulunan dükkanda birçok çikolata seçeneği eğlenceli şekillerde satışa sunuluyor. Çikolataları lezzetliydi ancak tahta kaşık ucunda dondurulmuş halde satılan ve dükkanda da sıcak süte batırılarak hazırlanan sıcak çikolatalar çok tatlı görünmelerine rağmen lezzetli değildi.
  Godiva : Godiva’da Brüksel’de çok fazla şubesi olan markalardan biri. İstanbul’da gittiğimiz için burada çikolataları tatmadık ama kötü olma ihtimali yok zaten 🙂 Burada herşey çok lezzetli.

Tavsiye: Brüksel için verebileceğimiz en güzel tavsiye buraya Noel zamanı gitmeniz olacaktır. Şehir Noel hazırlıkları ile adeta yeniden doğuyor. Tüm dükkanlar,çarşılar,caddeler,sokaklar süsleniyor ve dev yılbaşı ağaçları yerlerini alıyor. Vitrinler birer sanat eserine dönüşüyor. Başta Grand Place olmak üzere meydanlarda muhteşem ışık ve ses gösterileri düzenleniyor.
Kilometrelerce uzunluktaki Noel pazarlarını gezerken kendinizi kaybediyorsunuz. Etkinlik alanları,buz pistleri,dev oyun alanları ve sayısız yiyecek tezgahları sizi bekliyor olacak. O kadar hareketli ve eğlenceli bir ortam oluyor ki 3 derece havada kendinizi dönme dolaba binerken bulabilirsiniz 🙂
Bunun dışında kahvaltı yada kahve molası için Le Pain Quotidien isimli kafeyi tercih edebilir ve kahvenin yanında muhteşem tatlılarının tadına bakabilirsiniz.
Dantel işlemeleri ile meşhur olan Brüksel’den dantel satın almayı unutmayın.
Ve tabiki Brüksel’e gittiyseniz Brugge ‘u görmeden asla dönmeyiz deriz.
Brugge yazımızı bu linkte bulabilirsiniz.